23 Ocak 2015 Cuma

‘Dünyaya hoş geldiniz orospu çocukları!'

Öncelikle sizden ufak bir ricam var. Şu parçayla okuyuverin musaitseniz :

https://m.youtube.com/watch?v=GdSaXyaR138

Schopenhauer çok basit bir şey anlattı. İnsan ziyan olmak için yaratılmıştır.Mutluluk bir vazgeçiştir ve çok ender rastlanan bir ruh dinginliğidir. İnsanı delik deşik eden sessizlikler var, geceyi bölen çığlıklardan daha beter. Öfke olarak sessizlikler görmüştüm. Anlayış ifadesi olarak sessizlikler. Kabulleniş olarak sessizlikler. Pişmanlık olarak sessizlikler. Hayranlık olarak sessizlikler.Oysa,yarasız görünen seslere kulak vermelliyiz.Asfalt ve refah reklamlarının arasında uzun kanalizasyon boruları döşenmiş beyinlere,böcek vızıltıları girmeli.Birisi bu uğurda ses tellerini, bam teli yapmalı ve haykırmalı.Yapacağız!
Ruhun tüm köşelerini esnetmeliyiz sonsuz ve sınırsız çiçekli bir çarşaf gibi.İnsanoğlunun tüm gözleri içine daldığımız çukurlara bakıyor.Özgürlük anlamsızdır,eğer kimsenin gözünün içine bakmaya ve ‘biz’imle yatmaya cesaretiniz  yoksa.Dünyayı yıkıntının eşiğine getirenler sözüm ona sağlıklı olanlardır.

İnsanoğlu dinle!

Bu dünyanın sonunu umudun çocuklarını ateşe atanlar getirecek gibi görünse de ölüme mızıka çalarak gidenler her zaman yeni bir kapı açacak.
Her şey gibi yasal tedbir konulmuş gözyaşlarımızda,kustuğumuz kükürtle akraba soluduğumuz azotta yaşatmadılar mı gençliğimizi?
İçinizdeki bütün isyan çığlıkları,hiç yakılmayan ağıtlar gibi büyümedi mi?
Güneşin sıcaklığını en iyi kim anlatabilir? Sıcaktan düşüp bayılanlar mı ? Güneşe yolculuk yapanlar mı? Gölgeye sığınanlara güneşi hiç sormamalı! Şu dar göğüslerin kazasından çıkma vaktidir artık. Yırtıp tüm dünyaları ikiye, o kadar karışacağız ki birbirimize,atıldığımız çöplükte bile zerrelerimiz yan yana düşecek. Toprağa beraber dalacağız. Ve bir gün yabani çiçekler bu toprak parçasından nemlenip filizlenirse sapında muhakkak çiçekler açacak.Sadece oraya bak hayatın ne kadar basit olduğunu göreceksin.Senin içinde su,ateş ve sonra kül ve külün içinde kemikler ve küller.

Kemikler ve küller !

Bir zamanlar olduğumuz  yere dönmeliyiz.Suları daha fazla kirletmeden.Hiçbir gerçekliğin içinde var olmadan ve hayal kurmaya zamanımız olmadan biz,biz neredeyiz ? Belki yeni anlaşmalar yapma vakti tanrıyla.Geceleri güneşli istiyoruz, tüm Ağustosları karlı! Büyük herşeyler yıkılır,küçükleri baki tutmalı. Nefesleriniz yetmez olduğu tüm garip canlar için,aklımızı kaybedecektik,kalbimiz değil. Çünkü siz de çocukken bir kuş olmak istemiştiniz. Yakınmadan, ortalığı ayağa kaldırmadan acı çekmeyi öğrenmek hayli zamanınızı almıştı.Sahi ne zaman izin verdik manevi dünyamıza dahi koca siyah kalın puntolarla sınırlar çizmelerine?Dindirelim artık bu kıyamet gürültüsünü. İyi çalım atan bütün çocuklar için, çirkin ve temiz kalpli bütün kızlar için, bir gün heryeri kanatlandıracağız.
Dünyadaki bütün diktatör heykelleri yakılana kadar,sessizlikler dilerim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder